Anasayfa
13-01-2020
Allah’ın rahmet kapısını arayalım
Rahmet; Allah’ın insanlara yardım ve merhameti demektir. Merhamet sözcüğü; “acımak, esirgemek, şefkat göstermek, affetmek, bağışlamak” anlamlarında kullanılmaktadır. Rabbimizin Rahman ve Rahim sıfatı da merhamet kelimesi ile aynı kökten gelmektedir. Kur’an âyetlerinde sadece Allah’ın Zatını ifade etmek için kullanılan Rahman sıfatı “Rahmeti her şeyi kuşatmış olan, bütün yaratılmışlar hakkında hayır, rahmet ve güzellik dileyen, sevdiğini sevmediğini ayırt etmeyerek sayısız nimetlere kavuşturan” anlamlarına gelir.

Allah’ın Rahman sıfatını kainatı saran yaratılış mucizelerinde, insanın yaratılışında, insan bedenindeki milyarlarca detayda, hayvanlarda, yiyeceklerde, içeceklerde, suda, havada, kısacası kainatın her zerresinde görmek mümkündür. Allah her gün toprağın içinden milyarlarca tohumu filizlendiren, meyveler ve sebzeler var eden, gökten tonlarca su indiren, aynı anda dünyanın her yerinde milyarlarca canlıya rızık veren, hayatımızı devam ettirmemize imkân sağlayan oksijeni var edendir. Rabbimiz sayısız nimetleriyle tüm varlıkları çepeçevre sarmaktadır. Dünya üzerinde O’nun insanlar üzerindeki takdirini, fazl ve ihsanını engelleyebilecek hiçbir varlık bulunmamaktadır. Fatır Sûresi’nde, Rabbimizin insanlar üzerindeki sonsuz rahmeti şu şekilde bildirilmektedir: “Allah, insanlar için rahmetinden her neyi açacak olsa, artık onu kısıp-tutacak yoktur; her neyi kısar-tutarsa, artık onu da ondan sonra salıverecek yoktur. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Fatır Sûresi, 2)

Allah’ın Rahmeti ve merhameti üzerimize tecelli ettiği zaman; fikirlerimiz, çalışmamız ölçülü ve düzgün olur. İç dünyamız sevgiyle dolu olur. Herşeyi Allah’tan ötürü sevecek duruma geliriz. Allah’ın gücü her şeye yettiğini gönülden inanarak yalnız O’ndan yardım dileriz. Böylece başarımızı engelleyecek tüm gereksiz şüphelerden uzak kalırız. Allah’u Teâlâ’nın sunduğu nimetlerin kıymetini daha iyi anlar, rahat ve huzura kavuşur ve bu sayede mutluluğun zirvesine ulaşırız. Çünkü Rahmet; sıkıntıya giden tüm yolları kapatmıştır.

İnsan eğer rahmeti yakalamadıysa, dünya onun olsa, o aslında kayıptadır. Dünyanın en zengini olsa, makam ve mevki olarak zirveye ulaşsa, rahat ve huzur içinde değildir. Gerçek mutluluğu asla yakalayamaz. Çünkü o; elde ettiği bu şöhretini kaybetme endişesi ile yaşar. Geceleri sters ve sıkıntıdan uykusuz, gündüzleri gereksiz çaba ve çırpınıştan daima yorgun olur. Müslüman ise, Allah’ın rahmeti sayesinde hangi durumda olursa olsun, Allah’tan ümidini kesmez. Yeterki Allah’ın rahmet kapılarını aralayabilsin. İbrahim (a.s.) zalim Nemrut tarafından ateşe atıldığı zaman, Allah’ın rahmetini ateşte buldu. Ateş, güllük gülistanlık oldu. Kehf Eshabı uğradıkları zulümden kurtulmak için Allah’ın Rahmetini mağaraya sığınmakla ve orada 300 küsur yıl uykuya dalmakla bulmuşlardır. Eyüp (a.s.)’ın hastalıktan kurtulması yine Allah’ın Rahmet ve merhameti sayesinde olmuştur. Bizim de hayatımızda da belki farkına varmadan nice belalardan kurtulmamız yine Allah’ın üzerimize yağdırdığı rahmetiyle olmuştur.

Yeryüzündeki tüm canlılar gibi insanın da yaşamını sürdürebilmesi için her an oluşması gereken pek çok şart vardır. Nefes alabilmesi için oksijene, bedeninin faaliyetlerini sürdürebilmesi için su ve besine ihtiyaç duyar. Ayrıca insan bedeninde her saniye milyarlarca işlem gerçekleşmekte, her bir hücre yaşamın devamı için Allah’ın emriyle kendi görevini yerine getirmektedir. Yalnızca tek bir insanın tüm fiziksel ihtiyaçlarını gidererek varlığını sürdürebilmesi bile sayısız detaya bağlıdır. Sonsuz merhamet sahibi olan Rabbimiz her canlının gerek bedenindeki gerekse dış dünyadaki ihtiyaçlarını önceden belirlemiş ve onlara sunmuştur. O, insanları yaratmış, yaşamaları için en elverişli olan mekâna yerleştirmiştir. Bunun karşılığında ise insanların yapmaları gereken yalnızca Allah (cc)’a kulluk etmektir. İnsanlara, elçileri aracılığıyla hidayet bulacakları İlahi kitaplar yollaması ve peygamberlerin âyetleri tek tek açıklamaları da Rabbimizin Rahman ve Rahim sıfatlarının bir tecellisidir. Bu sayede bizler hidayet yolunu bulursak rahmet kapısını da aralamış olur ve böylece bu dünya hayatının yaşama sevincine erişmiş oluruz. Haydi, vakit kaybetmeden bu rahmet kapılarını aralayalım ki ruh dünyamızda var olan bunalımlar yok olsun...


13 Ocak 2020 Pazartesi 14:31